28 Ekim 2018 Pazar

Tarih öncesi Çağlar Ile ilgili Özet Bilgiler


Bir başka terminoloji ile kaynaklara prehistorya şeklinde de geride bıraktığımız Tarih öncesi çağlar, insanoğlunun metnin bulunmadan yaşadığı devreye verilen isimdir.
Bu zamanlara ilişkin yazılı belgeler tabii olarak elimizde olmadığı için, bu komplike dönemlere ilişkin bulgular insan topluluklarının kalıntılarından elde edilmiştir.
Tarih öncesi çağların yaşandığı merkez ya da yerleşim alanlarında; abece, takvim, kitabe, para gibi yazıya değin hiçbir ilerlemeye şahit olunamamaktadır.

Tarih öncesi çağların hudutları takdir edersiniz ki defa net olmamaktadır, değişik topluluklara göre dönemlerin müddetleri değişmektedir.
Bu farklılığın nedeni de coğrafi, insanî ve abuhava şartlarından ileri gelir.
Bu şartlar arasında;
Yaşanılan kazanın sürekli olarak aldığı ya da verilen göçler,
Kazanın mevcut kuvvetli yeraltı zenginlikleri,
Yaşam sürdüren insanların gereksinimleri,
Başka toplumlar ile etkileşimleri bulunmaktadır.

Taş Devri; Yontma, Orta Taş ve Cilalı Taş olmak suretiyle üçe ayrılır:
Yontma Taş Devresi (Paleolitik): Insaniyet tarihinin en uzun devresi yontma taş devridir.
Bu devirde yeryüzü tamamiyle buzullar ile kaplıdır ve zor abuhava koşullarından dolayı kişiler mağara aynısı yerlerde yaşamakta, avcılıkla ve toplayıcılıkla uğraşmaktadırlar.
Gıda üretimi daha yoktur. 

Doğadaki çakmak taşları yontulmakta, kemikler koruma emelli silah olarak kullanılmaktadır.
Giyim olarak hayvanların postları ve devasa yapraklar kullanılmaktadır.
Bu devresinin en devasa gelişmesi ateşin kullanılmaya başlamasıdır.
Orta Taş Devresi (Mezolitik): Buzulların erimeye başladığı dönemdir.
İlkel tarımla beraber besin imalatının başladığı ön görü edilmektedir.
İlk yetiştirilen besin da buğday meydana gelmiştir.
Bu dönemde kişiler Mikrolit adı verilen geometrik şekillerdeki çakmak taşı aletlerini üretmişlerdir.
Cilalı Taş Devresi (Neolitik): Taş Devrinin en kısa süren devresi olarak Cilalı Taş Saatinde, taştan sert ve kesici aletler yapılmıştır. 

Üretilen keten ve kenevirin lifleri kullanılarak elbiseler yapıldı ve böylelikle dokumacılık başladı.
Bu dönemde hayvanlar evcilleştirilmeye başlandı.
Tarımın ve hayvancılığın adeta başlaması eşliğinde yerleşik yaşama geçildi.
Üretilen gereksinim çoğu ürünlerle beraber ticaretin ilk stepleri atılmaya başlandı.
Tekerlek bu dönemde buluş edildi.
Maden Devresi de; Bakır, Tunç ve Demir olmak suretiyle üçe ayrılır:
Bakır Devri: Cevher devrinin en uzun devresi olan bakır Devresi, bakırın, gümüşün ve altının kullanılmaya başlandığı dönemdir.
Bu dönemde sarfedilen aletler ve eşyalar çoğunlukla bakırdır.

Tunç Devri: Bakırın kalay ile karışımından tunç elde edilmiş ve böylece henüz sert ve metanetli eşyalar üretilmeye başlamıştır.
Ticaret gelişmiştir ve ilk arabalar yapılmıştır.
Devlet kanaati biraz biraz ilerlemeye başlayarak, site adı verilen kent devletler (Sümer, Akad, Babil) oluşmaya başlamıştır.
Bu dönemde Asurlular, Anadolu’da Karum adı verilen pazarlar kurmuşlardır.

Demir Devri: İnsanların son olarak buldukları cevher demirdir.
Demirin yüksek ısıya metanetli ve işlenebilir bir cevher olması ticaretin ve sanayileşmenin gelişmesine önayak meydana gelmiştir.
Yapılan demir silahlar ve aletler, askeri ve ticari manada basitlik sağlamıştır.
Daha evvelki dönemlerde çok az olan toplumsal ilişkiler, biraz biraz ilerlemeye başlamıştır.
Bu devresinin nihayetinde tespit edilen yazı eşliğinde, tarih öncesi çağlar da sona ermiştir.

Tarih öncesi Çağlar Ile ilgili Özet Bulgular başlıklı bu yazımızda sizlere; tarih öncesi çağlar nelerdir, tarih öncesi çağlar kısaca, tarih öncesi çağlar tablosu, tarih öncesi çağlar pdf, tarih öncesi çağlar ve tarih çağları, tarih öncesi çağlar slayt, tarih öncesi çağlar ve özellikleri ve tarih öncesi çağlar ygs arama neticeleriyle ilgili bulgular vermeye çaba ettik umarım beğenirsiniz.

7 Ekim 2018 Pazar

TARİH ÇAĞLARI


Tarihin saate göre tasnifinde en ehemmiyetli fark “çağlara ayırarak” incelemedir.
Tarih öğrenimini basitleştirmek için insanlığı derinden etkileyen hadiseler asal alınarak “çağlar” meydana getirilmiştir.Bütün çağlar metnin bulunuşu asal alınarak “Tarih öncesi çağlar ve Tarih Devirleri” olmak suretiyle iki devasa kısma ayrılmıştır.
Sümerler, MÖ IV.
bin senede çivi yazısını bularak tarih devirlerine ilk giren toplum oldular.
Tarih devirlerinin başlangıcı, her toplumun yazıyla tanışmasının sonucudur.
Bu nedenle tarih devirlerinin başlangıcı bölgelere göre değişiklik gösterir.
Örneğin; Mezopotamya’da M.Ö. IV. bin senede, Mısır’da M.Ö. III. bin senede, Anadolu’da M.Ö. II.
bin senede tarih devirleri başlamıştır.
Çağların başlangıç ve bitim tarihleri belirlenirken toplumların geniş çapta etkilendiği tarihi hadiseler asal alınmıştır.
Zamanı çağlara bölmek suni bir bölme işlemidir.
Mesela: İstanbul’un fethi, Avrupa ve Asya’yı etkileyen ehemmiyetli bir tarihi olaydır.
Ancak bu hadise o sırada Amerika ve Afrika kıtasında yaşam sürdüren kişileri direk etkilememiştir.
Yeniden Mısır ve Mezopotamya’daki kişiler yazıyı kullanırlarken, dünyanın başka mekanlarındaki kişiler fakat yüzlerce sene ardından yazıyı kullanmışlardır.

A) TARİH ÖNCESİ DEVİRLER



İnsanın yeryüzünde görülmesi ile başlar.
Yazının buluşu ile sona erer.
Prehistorik şeklinde de isimlendirilen devirlerin birbirinden ayrılmasında yazı bulunmadığı için, insanların kullandığı vasıta ve gereçleri, gerçekleştirdikleri hammaddeler ve yaşayış şekli değer olarak içerler.
İnsanlar sırayla taş, toprak ve madenden vasıta ve gereç yapımını öğrenmişlerdir.
Tarih öncesi devirler genel olarak

I. Taş Devri
1) Kaba (Eski )Taş (paleolotik)
2) Yontma (Orta) Taş (mezolotik)
3) Cilalı (Yeni) Taş (neolitik)

II. Taş- Bakır Devresi (Kalkolitik Çağ)

III. Maden Devri
1. Bakır
2. Tunç
3. Bakır
olarak dönemlere ayrılır
I. TAŞ DEVRİ
1. YONTMA TAŞ Devresi (PALEOLİTİK- eski Taş Devresi veyahut Kaba Taş devri):
M.Ö.600.000–10.000 seneleri arasını kapsamakta olup, insaniyet tarihinin en uzun dönemidir.
Jeologların Buzul Çağı ismini verdikleri devresi kapsar.
Bu devrin özellikleri şunlardır:
1) Insaniyet tarihinin en uzun dönemidir
2) Yeryüzü buzullarla kaplıdır.
3) Kişiler tamamiyle tabiata bağlıdır.
İnsanlar ufak kümeler durumunda avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını devam ettirmişlerdir.
Besin üretimine daha geçilmemiştir.
4) Abuhava koşullarının zorlayı tesiri, insanların bu dönemde mağara gibi tabii kaynaklarda yaşamasına sebep meydana gelmiştir.
Bu tabii kaynakların yanında, oturabilecekleri yerleri, açık alanlara kendileri de yapmaya başlamışlardır.
Barınak olarak mağara ve ağaç kovukları kullanılmaktadır.
5)İnsanlar, hayat sürdürdükleri mağaralara, avladıkları hayvanların fotoğraf ve figürlerini yaparak ilk sanatsal yapıtları yapmışlardır.
6) Doğadaki çakmak taşları ilkel şeklinde yontularak veyahut kemikler kullanılarak silahlar yapılmıştır.
7)Ok ve yay da kullanılmaya başlanmıştır.
8)İnsanlar av hayvanlarını veyahut yemiş dolu ağaçları bulabileceği yerlere gitmek mecburiyetinde olmasından hayat tipi göçebeliktir.
9)Giyimde hayvan postlarından ve devasa yapraklardan yararlanılmıştır.
10)İnsanların sosyalleşme süreci daha başlamamıştır.
Bununla beraber klanlar meydana çıkmıştır.
11) Devresinin bitimine doğru ateş yer almıştır.
Ateşin bulunması, tarih öncesi devirlerin en ehemmiyetli gelişmesidir.
Ateş, ısınma, aydınlanma, yiyecekleri pişirme, madenlerin işlenmesi, haberleşme, çanak çömlek yapımı ve yırtıcı hayvanlardan savunma aracı olarak kullanılmaktadır.
12)Totemizm olarak bilinen ilk inanış başlamıştır.
Bu çağda çay taşı, çakmaktaşı, hayvan kemikleri ve ağaç gibi tabii maddelerden uygulanan ilk aletlerin kullanılmaya başlandığı ve insanların mağara, kaya sığınağı gibi yerlerde “büyük gruplar”/”kalabalık aileler” biçiminde hayat sürdürdükleri bilinmektedir.
Paleolitik insan, besinini avcılık ve toplayıcılık yolu ile tüketime hazır olarak sağlamakta; kendi gıda üretmemekteydi.
Ateş, bu çağda bulunmuş ve çiğ yenemeyen gıdaları pişirmeye, ısınmaya, yırtıcı hayvanlardan korunmaya yaramıştır.
Mağara ve kaya sığınaklarının duvarlarına çizilen resimler yeniden bu çağın bariz özelliklerindendir.

Paleolitik (Eski – Yontma Taş) Devresi Anadolu Yerleşim Merkezleri: Antalya – Karain, Beldibi ve Belbaşı mağaraları, Gaziantep yakınlarındaki Dülük ve Antakya’daki Mağaracık; bu dönemde Anadolu’ya ilişkin insan yaşamının ve devrin sonlarına doğru yerleşimin başladığının izlerini taşır.

2. ORTA TAŞ Devresi (MEZOLİTİK)


M.Ö. 10.000- 8.000 seneleri arasında yaşanan bu devrin özellikleri şunlardır:
1)Buzullar erimeye başlayarak ve günümüzdeki abuhava şartları meydana çıkmıştır.
2)Avcılık ve toplayıcılıktan üretime geçiş başlamıştır.
Yoğun besi toplama evresinin nihai evresidir.
İlkel tarımın bu aşamada başladığı tahmin edilmektedir, ilk yetiştirilen ürünler arasında buğdaylar yer almaktadır.
Bu devre insanın ilerlettiği teknoloji Mikrolit adı verilen fazlalığı geometrik çakmak taşı aletlerdir.
3) Yontma Taş Devresi ile Cilalı Taş Devresi arasında geçiş dönemidir.
Mezolitik devresinin en ehemmiyetli özelliği mikrolit olarak bilinen ufak aletlerin meydana çıkmasıdır.
Bunun değişikliğe uğrayan tabiat, fiziki ve fauna (hayvan varlığı) koşullarının neticesi küçülen avlara karşı tasarlanan teknolojidir.
Mezolitik devre Paleolitikten Neolitiğe geçişi gerçekleştiren ara safha bulunduğu kabul edilir.
Bazı bilim adamları Mezolitik devre ayrımını yapmayarak direk doğruya Paleolitik devre tarifini kullanırlar.
Tam olarak Mezolitik devreye tarihlenen yerleşim yeri yoktur.
Çakmak taşı ve obsidyen mikrolitler ahşap bir sapa sıra ile çakılması neticeninde oraklar meydana çıkmıştır.
Bu da üretimde biçme işleminin oluştuğunu ispat eder.
Mezolitik çağdaki Anadolu kişiyi hayat sürdürdükleri etrafı kendinden evvel yaşayanlardan defa henüz iyi bir biçimde değerlendirdiklerini söyleyebiliriz.

Mezolitik (Yontma Taş) Devresi Anadolu Yerleşim Merkezleri: Antalya’da Beldibi, Göller ilçesinde Baradiz, Ankara etrafında Macunçay, Samsunda Tekkeköy

3. YENİ TAŞ Devresi (NEOLİTİK):



Cilalı Taş Devresi şeklinde de isimlendirilen bu devre MÖ.
8.000 – 5.500 seneleri arasını kapsar.
Cilalı Taş Devrine giren ilk kültür havzası Ön Asya’dır.
Taş devrinin en kısa süren dönemidir.
Bu devrin özellikleri şunlardır:
1)Taştan henüz sert, kesici ve metanetli aletler yapılmıştır.
2)Topraktan çanak- çömlek yapılmaya başlandı, seramik sanatı oluştu.
3)Keten, kenevir gibi nebatlar yetiştirilerek bu bitkilerin liflerinden elbiseler yapıldı, dokumacılık başladı.
4)Su boylarında nebatlar yetiştirilmeye başlandı.
5)Buğday, arpa, bakla, darı gibi ürünleri yetiştirmeye başlayan kişiler, üretken kalite kazandı.
6)İlk kez hayvanlar evcilleştirildi.
7)Tarım ve hayvancılığın başlamasıyla yerleşik yaşama geçildi.
İnsanın yapımcı vaziyetine ulaşması kendisi besinini üretmesiyle başlamıştır.
Tarım faaliyetleri, daimi yerleşme merkezleri kurulmasına sebep olmuştur.
Uygarlık tarihinde insanların üretime başladıkları ilk köy, Anadolu’da Diyarbakır – Çayönü’dür.
Bölge Türkiye ve Güney Avrupa’da ilk üretimle alakalı bugüne kadar bulunmuş en eski yerleşim yeridir.
Burada uygulanan kazılarda orak, bıçak ve hububat öğütme taşları yer almıştır.
8)İhtiyaç çoğu üretimin meydana çıkması ile ticaret başladı.
9)Besinlerin henüz iyi ve uzun süreli korunabilmesi için, pişirilmiş toprak kaplar üretilmiştir.
Böylelikle ilk seramik kültürü de ilerlemeye başlamıştır.
10)İlkel barınaklar yapıldı ve köyler oluştu (İlk kez köy kültürü meydana çıktı ).
11)Tekerlek buluş edilmiştir.
12)Bir arada yaşamaya başlayan kişiler arasında işbölümü oluştu.
13) İnsanların beraber yaşamasının neticesi olarak, toplumsal düzeni gerçekleştiren yazısız hukuk kaideler meydana çıkmıştır.
14)İnsanlarda mülkiyet kavramı oluştu.
15)Resim ve heykel sanatında da gelişmeler görülmüştür.
16)Dolmen, menhirler ve Tümülüs ( ilkel anıtlar ) dikildi.
Buzulların kuzeye doğru çekilmesi ve iklimde ısınma başlaması üstüne kişiler, açık arazide yerleşme ve hayata olanağı bulmuşlardır.
Sulak bölgelerdeki yerleşme merkezlerinin adedi süratle çoğalmıştır.
Birbirine bitişik, bahçeli haneler yapılmıştır.
Bu hanelerin duvarları resimlerle süslenmiştir.
Resimlerde genellikle ev ve dans sahneleri konusunda figürlere yer verilmiştir.

Neolitik (Yeni Taş, Cilalı Taş) Devresi Anadolu Yerleşim Merkezleri : Bu devirde Anadolu’da en ehemmiyetli yerleşim yerleri höyüklerdir.
Höyük, yıllardan beri muhtelif sebeplerle yıkılan yerleşim yerlerinde, yıkıntıların üst üste birikmesiyle oluşan, kalıntıların yer aldığı yayvan tepeciklerdir.
Bunlar arasında Diyarbakır Çayönü, Gaziantep Sakçagözü ve Konya Çatalhöyük bu dönem ilişkin merkezlerdendir.
Çayönü, Türkiye’de ve Güneydoğu Avrupa’da ilk üretimle alakalı bulunmuş en eski yerleşim yeridir.
Gelişmiş bir köy yerleşmesine sahip Çayönü’nde orak, bıçak ve hububat öğütme taşlarının bulunması bu vaziyetin göstergesidir.
Çatalhöyük ise, insaniyet tarihinin ilk kent yerleşmesi olarak kabul edilir.

II. TAŞ- BAKIR (KALKOLİTİK) DEVRİ


Bu devirlerde bakır tek başına kullanılmamış taş – bakır karışımından araç- gereç yapılmıştır.
Bu devre MÖ 5500 – 2500 seneleri arasını kapsar.
Bu Devrin Genel Özellikleri Şunlardır
1)Bu devre Cilalı Taş Devresi ile Cevher Devresi arasında geçiş dönemidir.
2)İlk kez bulunarak işlenen madenler bakır, gümüş ve altındır.
Ancak basit işlenmesi ve doğada bol bulunmasından kaynaklı en fazla bakırdan eşya ve alet yapılmıştır.
Bu dönemde altın ve gümüş süsü eşyası yapımında, bakır ise daha fazla silah ve eşya yapımında kullanılmaktadır.
3)Cilalı Taş Çağını yaşam sürdüren kişiler buldukları bakırdan eşya yapmaya başlamışlardır.
4)Dini inançlarda ilerlemeler meydana gelmiştir.
Bu dönemde dini inançlar ilerlemiş ve kişiler doğuruculuk özelliğinden kaynaklı “ Devasa Ana”ya tapmışlardır.
5) Tarım ve hayvancılık gelişmiş, yerleşim merkezleri büyümüştür.

Anadolu Yerleşim Merkezleri: Çanakkale Truva, Denizli Beycesultan, Burdur Hacılar, Yozgat Alişar, Çorum Alacahöyük, Van Tilkitepe bu devresinin ehemmiyetli yerleşim merkezleridir.
Truva’da, Priamus’un hazineleri olarak isimlendirilen altın ve gümüş süs eşyaları, Alacahöyük’te ise; prens mezarları, giysi ve süs eşyaları, toprak ve cevher kaplar, boğa ve geyik heykelleri ile güneş kursları yer almıştır.

III. MADEN DEVRİ



M. Ö. 2500 senelerinde yaşanmaya başlayan bu devir; Bakır, Tunç ve Demir Devresi olarak gruplandırılır.
1. Bakır Devri
1)İlk sarfedilen madenler bakır, altın ve gümüştür.
2)Eşyalar daha fazla bakırdan yapmışlardır.
3)Bakır Devresi cevher döneminin en uzun devridir.
2. Tunç Devri
a)Kalay ile bakırın karışımından tunç elde edilmiş, henüz sert ve metanetli eşyalar yapılmıştır.
b)Tunç, bakıra göre henüz sertti, bu nedenden dolayı uygulanan eş¬yalar henüz metanetli oldu.
c)Devlet kanaati meydana çıkmıştır.
d)Arabalar yapıldı.
e)Ticaret gelişti.
f)İlk kent devletleri (siteler) , sonrasında da ilk devasa devletler meydana çıkmıştır.
( Sümer, Akad, Babil, Asur, mısır vs.)
Türkiye’de eski Tunç Devresi, Asur kolonilerinin kurulduğu devresi kapsar.
Bu dönemde imalat ve ticaret artmıştır.
Asurlu tüccarlar yazıyı Anadolu’ya getirdiler ve Türkiye’de tarih çağları başladı.
Ticaret ve hukuk muhtevalı ilkyazılar Anadolu’da Kayseri yakınlardaki KÜLTEPE’de yer almıştır.
Ayrıca Kültepe’de KARUM olarak bilinen Asurlu tüccarlara ilişkin Pazaryeri yer almıştır.
3. Demir Devri
1)İnsanların en son buldukları ve kullandıkları cevher demirdir.
2)Demirin yüksek derecede ısıda işlenmesi sanayinin gelişmesine sebep oldu.
3)Toplumların birbirleriyle olan ilişkileri artmıştır.
4)Demirden eşyalar ve silahlar insanlara hem ekonomi de hatta askeri bölgede büyük oranda efor kattı.
5)Sanayinin esasları atılmıştır.
6)Üretim, silah teknolojisi ve ticaret gelişmiştir.
7)Yazınının bulunması ile tarih öncesi devirler sona ermiştir.
Tunç Devresi Türkiye’de eski Tunç (bakır) , Orta Tunç ve Yeni Tunç Devresi olmak suretiyle üç kısma ayrılmıştır.
Eski tunç ya da bakır Devresi Anadolu’da tarihi devirlere geçiş dönemidir.
Bu dönemde (MÖ.2000 yıllarında) Anadolu’da Malatya ile Konya arasındaki alanda, Mezopotamyalı olan Asurlular, ticaret emeliyle pazaryeri kurdular.
Asur Sömürgeler çağı olarak isimlendirilen bu dönemde, Anadolu ile Asurlular arasında kesif bir ticaret yapılmaktaydı.
Anadolu’ya yazı Asurlu tüccarlar vasıtasıyla bu dönemde (MÖ.2000- 1800) gelmiş ve Anadolu’da Tarih çağları veyahut yazılı devre başlamıştır.
İlk yazılı belgeler Kayseri civarındaki Kültepe (Kaniş)’de tespit edilen ticari ve adli tabletlerdir.
Bu tabletler çivi yazısı ile yazılmıştır.
NOT: Bu dönemde Asurlular doğrulusunda Anadolu’da kurulan pazarlara Karum denilmiştir.

Tarih öncesi Devirlerin Genel Özellikleri



1.Yazının bulunmadığı dönemlerdir. 
Bölgede metnin kullanılmaya başlamasıyla Tarih öncesi devirler sona erer.
2.Tarih öncesi devirlerle alakalı yazılı belgeler olmadığı insan topluluklarının bıraktığı kalıntılar kullanılarak malumat toplanabilmiştir.
3.Tarih öncesi zamanları net sınırlarla birbirinden ayırmak olası değildir.
4.Tarih öncesi devirler, insanların kullandıkları vasıta ve gereçlere göre dönemlere ayrılmıştır.
Taş Devresi bölümlere ayrılırken insanların taşa yaptığı prosedür göz önünde bulundurulmuştur.
(Kabataş, Yontma ve Cilalı Taş gibi).
Maden Devresi bölümlere ayrılırken aletlerin yapıldığı madenler öneme alınmıştır.
Bakır, Tunç, Demir gibi.
5.Tarih öncesi devirlerin başlama ve bitişleri bölgelere göre değişiklikler göstermektedir.
Bütün devirler tüm toplumlarda eş zamanlı yaşanmamıştır.
Bu değişikliğin esas sebebi coğrafi etraf ve abuhava şartlarıdır.
6.Tarih öncesi devirler Mısır hariç normal seyrini izlememiştir.
Bunun sebebi göçler neticeninde muasırlık bölümünde ileri toplumların başka toplulukları etkilemesidir.
7.İnsanlığın gelişim sürecinde kullandıkları malzemeler sırayla taş, toprak ve cevher (bakır-tunç- demir) meydana gelmiştir.
8.Bir alanda Yontma Taş Devri’nden ardından Cilalı Taş, Taş- Bakır veyahut Cevher Devri’ne geçiş meydana gelmiştir.
Ancak bir üst devirden ardından alt devir yaşanmamıştır.
9.Bir hafriyat ortasında, şayet bütün devirler yaşanmışsa, en alt tabakadan üste doğru sırasıyla; Yontma Taş, Cilalı Taş, Taş- Bakır, Bakır, Tunç ve Demir devirlerine ilişkin buluntulara rastlanır.
10. Toplumların hayat sürdürdükleri devirlerin değişiminde;
a)Bölgeye gelen göçler
b)Bölgenin yeraltı zenginlikleri
c)Bölgedeki insanların ihtiyaçları
d)Diğer toplumlarla ilişkiler tesirli meydana gelmiştir.
11.Tarih evveline ilişkin merkezlerde yazı ve yazıya ilişkin hiç bir ilerleme bulunamaz ( Abece, Takvim, Para, Kitabe vb) .
12.Paleografya, Filoloji, Diplomatik, Nümizmatik, Epigrafya, Mühür Bilimi, Heraldik gibi hususu yazıyla alakalı bilimlerden bu devirlerin aydınlatılmasında yararlanılmaz.
13.İnsan toplulukları arasındaki iletişim zayıftır.
14.Tarih öncesi dönemlere karanlık devirler de adı verilir.
15.İnsanların gereksinimleri icatları meydana çıkarmıştır.
Ehemmiyetli ilerlemeler defa azdır.
İnsanların sosyal ve ekonomik gelişmeleri hızlandıkça, yaşanan devirlerin kısa sürdüğü görülmektedir.